Beste ÇETİN

Beste ÇETİN

BEST
[email protected]

İÇİMİN SESİ, HALA EN ÇOK BANA SUSMAKTA

04 Mart 2020 - 22:56 - Güncelleme: 19 Mart 2020 - 21:49

En az kendisi kadar tanışmamış kendiyle.

Suyu bulandıran bir pis buğu. Cezayir menekşeleri dolu bir pencere önünde bir kadın.

Herkes bir pencere önünde ''yeter'' diye bağırabilir. Bu içi dolu yetersizlik kavramı, yani tamamına bakarsak yettiği tam o noktadan kırılan bir bağırma hali, kendiyle iz düşebilir o tenha menekşe altında. Lakin bilirsiniz, kimse bir pencereyi açıp ''beni duyun'' diye haykırmaz. Sesini kıran, kimsenin onu anlamayacak gerçeği değil, tamda o noktada yeterince duyumsandığı içindir. Kim kırabilir seni sesinin en elzem tonundan? Tonun yükseklik erişiminin en sesli noktasından?

Sen!

Susamadığı her yerden bir taş yuvarlasa o buğulu suya, 

Bulandırdığı her zerreden, 

Varacağı o yola, 

Çıkamadığı her yoldan tanışacak kendiyle.

En az kendisi kadar iyi tanıdığı sesiyle.

Kimdi kimi bir çakıl taşına mahkum pes etme heveslerine sürgün kılan?

Kimdi kimi koparıp atan bu yerküreden?

Sen!

Bu gelgitler arasında, durdurulduğun o içsel hesaplaşmanın tam ortasında yok yere büyüsü bozulsun diye bir imtihana tabii tutulan ruhsal sevişmelerin bedeninde, saç diplerini yerden yere sürükleyen bu beyninin en ağrılı bölgesi, neresinden susmaya yelteniyorsa sana oradan başla.

Sarma, sargılama.

Bütün günahlarımın o içten yankılı tüm çocukluğum;

bana bakmakta,


ey,


b a n a b a k m a k t a!


hala.


Bu yüzden içimin sesi, hala en çok bana susmakta.


Yadsınamaz gerçekleri suratlarına kan kusar gibi, 

En çok ağzımda kelimeleri, 

Sırtımda kamburunu,

Sızısını derinden taşıdığım her sonu o işarete beni çağıran girdaplı geçmişim,

adımı tokat gibi yüzüme vurmakta.


Biriktirdim hepsini, sanrılar dolu gecelerce beni bana,

beynimin hastanelerinde siren sesleri çalan her gece düşünceleri,

alnımın tam ortasına bir manşet çakmakta;


Uyan ey leyl!


Senin adını zikrettiğimiz her anı, biriktirilmiş bir tiz kadın sesini,

en çok sana unutturmakta!

Kaçma!

Zaman olur,

Varlığının üstüne çizgi çektiğin her ikili diyalektik ortasında sana hep aynı soruyu sormakta;

Gün olur, sesim çıkarsa bu penceresi ardı cezayir menekşeli camekan ardına,

belki başka şeyler de aktarırım sana.


Ama sabırla!


Yüreğinin eriştiği her hayatının pürüzsüz bir yanında bir bir uzuvlarının kepenkleri hayatının dört köşeli duvarlarını çarpa çarpa kapatmakta..


Çakıl taşları dolu o yola koyduğun başınla beraber, dönersen o yola,

tekrarla;

Kimdi kiminle eş değer bir acı paylaşımında,

Kimdi kimi acının eşiğine en yüksekten baktıranda?

Hatırla.


Kalbinin ortasında oluşan bir kara leke; tabutunun dört kollu bir başka hayata aktarımı kadar hissedilir gerçekliği seninle.


Devrin orta yerinde seni firavundan bin beter hale iten bu leke, karasından yüz bulup yüreğini kaplamadan ince ince,

Yani sen;

Yeni bir maske onarmadan gerçekliğine, seninle konuşan dualara çok ses etme.

Geçmişin aynası hala yerli yerinde,

içinde bu kabullenişe bir yer göstermekte.


Unutma,

Hala.

Seninle!

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum