ÇİÇEKLERİN ÇÖPLERDEN DAHA GÜZEL OLDUĞUNA SİNEKLERİ İKNA EDEMEZSİNİZ.

Var mı babalar gibi borç harç etmeden asgari ücretle geçinen?

ÇİÇEKLERİN ÇÖPLERDEN DAHA GÜZEL OLDUĞUNA SİNEKLERİ İKNA EDEMEZSİNİZ.
23 Ocak 2023 - 05:38 - Güncelleme: 23 Ocak 2023 - 06:11
Reklamı Geç
ÇİÇEKLERİN ÇÖPLERDEN DAHA GÜZEL OLDUĞUNA SİNEKLERİ İKNA EDEMEZSİNİZ.
Hani eskiden orta halli insanlar yani orta direk vardı. Gelir dağılımı adaletsizliğinden dolayı  belli bir grubu  temsil eden zengin daha çok zengin,  geride kalan milyonlarca fakir, daha da fakirleşiyor.
Gelir dağılımında adalet yok.
Hakkaniyet yok.
Fakat;  milyonlarca işsiz, milyonlarca fakir çok.
Vekile bakıyorsun 70 bin lira maaş, Asıla bakıyorsun 8bin beş yüz lira…
8 bin beş yüz lira alan bir asgari ücretli, bu paranın kaç lirasını ev kirasına verecek, çocuk okutacak, mutfak masrafını görecek, yakacak, giyecek alacak. Bir ay boyunca bu parayla geçinecek.
Üç yüz dört yüz liraya nasıl bir kilo et alacak. İki yüz Üç yüz liraya nasıl bir kilo peynir alacak.
Var mı gırtlağa kadar kredi borcu olmayan?
Var mı babalar gibi borç harç etmeden asgari ücretle geçinen?
Yok mu?
Ama olsun değil mi? Siyasi partilerden erzak kolisi, muhtarlar aracılığı ile odun kömür bonusu…
Fıkra bu ya;
Stalin ve çalışma arkadaşları birlikte toplanmış sohbet ediyorlardı. Birden yüzünde alaycı bir gülümseme belirdi.
– Sizler yıllardır devlet için çalışmış, ihtilale emeği geçmiş kişilersiniz. Söyleyin bakayım halkın yönetime kayıtsız şartsız baş eğmesi için yöneticiler nasıl davranmalıdır?
Salonda bulunanlar çeşitli fikirler ortaya attılar. İçlerinde haktan, adaletten, demokrasiden, sürgünden, idamdan, hapisten söz edenler oldu. Stalin söylenenleri beğenmedi.
– Yönetimi eline geçiren en güçlü ve en yücedir. Halkın karşınızda baş eğmesi için ne gerektiğini size bir örnekle göstereyim.
Hemen çalışanlardan birine buyurdu:
– Bana hemen bir tavuk getirin.
Tavuğu çabukça bulup getirdiler. Stalin salonda oturanların şaşkın bakışları arasında canlı tavuğun tüylerini yolmaya başladı. Tavuğun bütün tüylerini yolup cascavlak bıraktıktan sonra salonun ortasına saldı. Çalışma arkadaşlarına döndü:
– Şimdi izleyin bakalım bu şaşkın tavuk nereye gidecek.
Zavallı tavuk çektiği azaptan kurtulmak için aralık kapıdan dışarı çıkmak istiyor ama soğuktan titriyor. Masaların altına giriyor, masa ayakları canını acıtıyor. Duvar diplerine gidiyor ama her yanı yara bere içinde., Şömineye yaklaşıyor ama tüysüz derisi sıcağa dayanamıyor. Çaresizlikten tüylerini yolan Stalin’in bacakları arasına sığınıyor. Stalin cebinden bir avuç yem çıkarıyor ve yolunmuş tavuğun önüne tane tane atıyor., Yemlenen tavuk Stalin nereye giderse peşinden ayrılmıyor.!! Ağızlarını açmış şaşkınlıkla kendisini izleyen arkadaşlarına gülerek bakan Stalin şöyle diyor:
– Gördünüz mü HALK dediğiniz topluluk bu TAVUK gibidir.!! Tüylerini yolacak ve serbest bırakacaksınız., O zaman yönetmek kolaylaşır…!!
Ha bu arada eskiden siyasi partiler vardı. Siyasi parti ilçe başkanlıkları vardı. Tüm bu olumsuzluklar karşısında bu siyasi parti ilçe başkanlarının çeşitli basın açıklamaları olurdu.
Yok mu şimdi?
Hepsinin sadece tabela da ismi mi kaldı?
Girdi maliyetleriyle üretici çiftçi perişan.
Esnaf perişan, işçi perişan…
Memur perişan, emekli perişan…
Binlerce üniversite mezunu gençler perişan.
Yazacak çizecek dile getirilecek o kadar sorun ve sıkıntı var ki aslında…
Hepsini yazacağız.
Atamızın şu sözünü unutmayın;
Asıl önemli olan ve memleketi temelinden yıkan,
halkını esir eden, içerdeki cephenin suskunluğudur.




 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum